Ankara Güven Park’tan başlayıp İstanbul Maltepe’de son bulacak olan, 450 Km.lik‘’ADALET YÜRÜYÜŞÜ” nün ilk etabı, sizlerin bu satırları okuduğu sırada tamamlanmış olacaktır. İnanç, disiplin ve her gün artan katılım ile başarısı tescil edilen bu eylemin, adalet arayışı sonlanana kadar sürdürüleceği ifade edilmiştir. Çetin şartlarda gerçekleştirilen bu eylem, etap aralarında, basın aracılığı ile duyurulan, istenilen adaletin neler olduğu yüzbinlerin yürüyerek geldiği, milyonların toplandığı “Maltepe Mitinginde” ülkemize ve dünyaya açıklanacaktır.
İktidarın adeta tek sesi olan AKP Genel Başkanı bu demokratik eylem için, istenen adalet kavramının içini dolduracak hiçbir söz söylememiştir. Duymazdan gelmiştir. Görmezden gelmiştir. Belki de, adaleti sadece yargı olarak algıladığından, yürümekle adalet gelmez diyebilmiştir de, “ülkemizde adalet vardır” diyememiştir… Adalet yürüyüşü eylemini yapan Kılıçdaroğlu’na ve ona yürüyerek katılan yüzbinlere, Maltepe’de toplanan milyonlara yanlış yolda oldukları söylemi ile ikaz ve ihtarlarda bulunmuştur. Derde deva olacak, konunun içeriği ile ilgili en ufak açıklaması olmamıştır. İktidar bütün unsurları ile duvar kesilmiş, sadece eylemi teröristlerin yararlanacağı yanlış varsayımı ile kötülemiştir. Eyy, bizim yurttaşlarımızın en az yarısı, sizlerin derdi nedir? Niçin bu cehennemi sıcakta kan, ter içerisinde yürüyorsunuz? Sizler için ne yapabiliriz? Ülkenin insanlarının yarısının derdi bizimde derdimizdir. Söylediklerinizi anladım. Beraber bir şeyler yapabiliriz. Bu ülkede beraber yaşıyoruz. Bu ülke sadece bizim değil, hepimizin… Bu ve benzeri söylemleri ne AKP Genel Başkanından, ne de AKP’nin diğer mensuplarından duyamadık. Müsaade ettik, yürüyorsunuz dediler. Akılsız başın cezası söylemi ile ülkenin en az yarısını terörist destekçisi ve akılsız ilan ettiler…
İktidarın en büyük çabasının adalet yürüyüşü eylemine kıyaslama amacıyla,“15 Temmuz” kutlamaları ve “Demokrasi Nöbetleri” hazırlığında olduğu anlaşılmaktadır. Darbelere karşı direniş bütün yurttaşların katılımı ile gerçekleşmiştir. Kutlamalar, hedefe kestirme yoldan ulaşıp ortak tanımaz bir gerici iktidar umanlara karşı olanların, TBMM de, kışlasında, karakolunda, caddesinde, sokağında direnen bütün yurttaşların hakkıdır. AKP siyasetinin kutlama ve nöbetler ile referandumda olduğu gibi devlet imkanlarını da kullanarak siyasi malzeme haline getirmesi kabul edilemez bir hata olur. Herkesin olması gerekeni, sadece kendilerine mal etmek adaletsizliğin dik alası olur…
Umarım ve dilerim, ülkenin yarısından çoğunun onayladığı, yüzbinlerin zorluklarla yürüdüğü, milyonların inanç ile toplandığı “Maltepe Mitingi” ne kulak verilir.
Nuriye ve Semihin hak direnişinde, Ege adalarındaki Yunan işgalinde, Ensar Vakfı rezaletinde, Adana’daki öğrenci yurdu yangınlarında, Telafer’deki 200 Türkmen’in katledilişinde, Suriyelilerin yarattığı sorunlarda olduğu gibi,
GÖRMEZDEN VE DUYMAZDAN GELİNEMEZ…
kim yarattı bu toplumu cumhuriyetin elit tabakası askerle elele kolkolayken iyiydi herşey değil mi? süheyl batum ne demişti? kağıttan kaplanmış ordudakiler.....