“SEÇİM BÜTÇESİ DEĞİL, GEÇİM BÜTÇESİ İSTİYORUZ”

Bütçe görüşmelerine ilişkin açıklama yapan KESK Bolu Şubeler Platformu, herkes için halktan emekten yana bir bütçe istediklerini vurguladı.

“SEÇİM BÜTÇESİ DEĞİL, GEÇİM BÜTÇESİ İSTİYORUZ”

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu(KESK) Bolu Şubeler Platformu, bütçe görüşmelerine ilişkin Kardelen Meydanında basın açıklaması düzenledi. KESK Bolu Şubeler Platformu adına açıklama yapan dönem sözcüsü Serdar Koçyiğit ülkede iki tablonun olduğunu belirterek “Birinci tabloda faizden, ranttan, emek sömürüsünden beslenen mutlu azınlık servetine servet katıyor, semirdikçe semiriyor. İkincisinde emeği ile geçim mücadelesi verenlerden yoksullaştırılan halktan oluşan; işçiler, emekçiler, asgari ücretliler, emekliler, çiftçiler, küçük esnaflar, işsizler, dar gelirliler olarak her güne yeni zamlarla uyanıyoruz. Artan hayat pahalılığında maaşlarımız, ücretlerimiz mum gibi eriyor.” ifadelerini kullandı.

'FATURA KABUSUMUZ YENİDEN BAŞLADI’

Resmi rakamların ülkede yaşanan işsizliği, hayat pahalılığını gizlemeye yetmediğini belirten Koçyiğit “Ama ülkeyi yönetenler “Gelişmiş ülkelerde bile raflar boş, dünya hatta gelişmiş batı ülkeleri bizi kıskanıyor” nutukları atıyorlar. Evet, ülkede market rafları dolu ama bizim cüzdanlarımız, ceplerimiz boş. Marketleri, pazarları artık müze gezer gibi dolaşıyoruz. Raflardaki her şey el yaktığı için bakıp, bakıp çıkıyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk. Kış kapıya dayandı. Doğalgaz, elektrik faturası kâbusumuz yeniden başladı.” şeklinde konuştu.

‘ÇARKLAR BİR AVUÇ ZENGİNİ DAHA ZENGİN ETMEK İÇİN DÖNÜYOR’

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ‘Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor’ sözlerini hatırlatan Koçyiğit “Evet çarklar dönüyor. Ama o çarklar halkı, emekçileri, yoksullaştırmak, işsiz bırakmak, bir avuç zengini daha zengin etmek için dönüyor. Çarklar düşük gösterilen TÜİK enflasyonu ile halkın, emekçilerin cebinden alıp bir avuç patrona, yandaşa aktarmak için dönüyor. Kısacası ülkeyi yönetenlerin kısa vadede de orta vadede de uzun vadede de tek programı var. Emeği ile geçinenlere ve halka dayatılan bu program Köleliğe ve Yoksulluğa Uyum Programdır. Sistemin çarkları yıllardır bu programı hayata geçirmek için dönüyor. Üstelik diyorlar ki “Hiç kimse bu kölelik ve yoksulluk programımıza itiraz etmesin, hakkını aramasın, sorgusuz sualsiz biat etsin”. Bunun için grevlerimizi toplantılarımızı, basın açıklamalarını, mitinglerimizi yasaklamakta sınır tanımıyorlar.” diyerek KESK tarafından 17 Aralık’ta Ankara’da düzenlenmesi planlanan “Halktan, emekten yana bütçe Ankara Mitingi”nin Valilik tarafından yasaklanmasına dikkat çekti.

'BÜTÇEDE EMEKÇİLER YOK'

Hukuksuzluklar silsilesi son buluncaya kadar mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini söyleyen Koçyiğit, şöyle devam etti;

“Hepimiz biliyoruz ki bugün TBMM’de görüşmeleri tamamlanacak olan bütçe de yıllardır bizlere, halka dayatılan Kölelik ve Yoksulluk Programının bir parçasıdır. Nitekim daha önceki bütçeler gibi bu bütçede de işçiler yine yok. Kamu emekçileri yine yok. Açlık sınırı altına itilen on milyon asgari ücretli, 3 bin 500 TL ile açlık sınırının yarısına bile denk gelmeyen bir maaş reva görülen milyonlarca emekli yok. Kadınlar, gençler yok. Kamu hizmetlerine, eğitime, sağlığa, ulaşıma yatırım yok.

Ne var peki?

Daha en baştan istisna diyerek, muafiyet diyerek sermayeden 750 Milyar TL vergi almaktan vazgeçme var. Yine Her 100 TL vergimizin 5 TL’sinin Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine 6 TL’sinin de ve hizmet alsak da almasak da müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, havaalanı projelerine hazine garantisi olarak gitmesi var. Her 100 TL verginin en az 15 TL’sini “Savuma-Güvenlik Harcamaları” adı altında silahlanmaya, çatışma ve savaş politikalarına gitmesi var.  Tüm bunlara rağmen bütçeyi sanki halk için, emekçiler için “kesenin ağzının açılacağı” bir bütçe gibi gösterenler var.”

'KESENİN AĞZI %99’A KAPALI'

Emeği ile geçinen tüm yurttaşları uyardığını ifade eden Koçyiğit “Bugüne kadar onlarca, yüzlerce defa hayata geçirilen bu oyunu bozmaya çağırıyoruz. Herkes bilsin ki kesenin ağzını işçiler, emekçiler, emeklikler, çiftçiler, küçük esnaflar için yani halkın %99’u için açmıyorlar. Kesenin ağzı her zaman olduğu gibi yine paradan para kazananlar, faizden, hazine garantisinden beslenenler, çalıştırdığı asgari ücretliler kadar bile vergi ödemeyenler için açılıyor. Ülkeyi yönetenler bugün EYT, sözleşmeli istihdam, asgari ücret artışı gibi konuları seçim yatırımı haline getirmeye çalışıyor. Ama son günlerde iktidar sözcüleri tarafından, bakanlar tarafından yapılan açıklamalar gösteriyor ki ne asgari ücretliler ne de e EYT’liler bu iktidarın umurunda. Bankaların, şirketlerin karını dört beş kat artırdığı, emeğin milli gelirden aldığı payın 10 puan düştüğü koşullarda bile asgari ücreti düşük tutmanın, EYT’nin kapsamını daraltmanın hesaplarını yapıyorlar.” diye kaydetti.

‘KAŞIKLA VERİP, KEPÇE İLE GERİ ALIYORLAR’

Koçyiğit “Asgari ücretliyi, kamu emekçisini, emekliyi iktidarlarının politikaları ile sadaka verecek fakir, fukaraya dönüştürdüklerini söyleyerek hepimizle açıkça dalga geçiyorlar. Kaldı ki bugüne kadar ne zaman kaşıkla verseler, kepçe ile geri aldılar. Bu bütçede geçen seneye göre %150 artan vergilerin tüm yükü yine emekçilerin, halkın omuzlarına yıkılması da bu durumu ispatlıyor. Her şey bir yana bir ülkede her üç çocuktan biri okula aç gidiyorsa ve o ülkeyi yönetenler bu çocuklara yıllık maliyeti 50 milyar TL olan bir öğün yemek talebini reddediyorsa, işçiye, emekçiye kesenin ağzını açması zaten beklenemez. %1’in çıkarı için %99’u yok sayan adaletsizliğe, haksızlığa karşı çaresiz değiliz. Çağrımız işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi, kadını, genci ile bu düzenin çarkları ile yoksullaştırılan, ezilen, ötekileştirilen herkesedir.” dedi.

‘TALEPLERİMİZE HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM’

İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için-emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim diyen Koçyiğit hep birlikte sahip çıkalım dediği talepleri şu şekilde sıraladı:

•Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınması,

•Mali kayıplarımızın yaşanan gerçek hayat pahalılığı ve yoksulluk sınırında yaşanan artış temel alınarak telafi edilmesi,

•Vergide adaletin sağlanması, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınması,

•Tükettiğimiz her şeyden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesi,

•Gelir vergisi birinci dilim oranının %15 ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesi,

•Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılması, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınması,

•Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesi,

•Kamu hizmetlerinin tasfiyesine, özelleştirmelere, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan hazine garantilerine son verilmesi,

•Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılması,

•Her türlü güvencesiz istihdama son verilmesi,

•Engelli yurttaşların erişebilirlik sorununun çözülmesini, engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi,

•Kaynaklarımızın savunmaya, güvenlikçi politikalara, silahlanmaya değil; adaletin tesis edilmesi, emek, barış ve demokrasi için kullanılması.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER