GEÇÇEK

Sol cenahtan şair, yazar, aydın;

alayını toplayın, alayının sayfasına bakın

" geçcek" diyecek kadar

cesaretten yoksun, namustan fukara, şereften bihaber yüzlerce ünlü solcu görürsünüz!

Tarkan kadar olamadınız!

“ Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum.'

'O anlarda bu şarkının melodi ve sözleri içimde yankılandı. ‘Geççek geççek elbet bu da geççek, gör bak umudun gününü gün etçek’. ‘Hepimize iyi gelecek bir şarkı yazmalıyım’ dedim. Belki bu şarkı bizi biraz teselli eder, bize moral verir, umut olur diye düşündüm. Dilerim ki ‘Geççek’ yüzünüzde bir gülümsemeye vesile olur ve hepimize iyi gelir.” diyor sanatçı açıklamasında..

Gönlüne, diline, emeğine sağlık kardeşimizin.. şarkısı şimdiden seçim sloganı oldu bile..

Bir azınlık; savruluşun ve gerileyişin, karanlığın farkında olarak, birlik olamamanın, çaresizliğin kıskacında kıvranırken; büyük çoğunluk benden sonrası tufan modunda; duygusuz, bilgisiz, tembel, yeteneksiz, hazıra konmak isteyen insanlar olarak sadece kendini düşünüyor, . Hiçbir şeyin üzerinde durmuyor, düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor.

Oysa hepimiz aynı gemideyiz, batarsak hepten batacağız..

Silkelemek ve sormak istiyorum ülkem insanlarına; nasıl bir Türkiye ve dünyada yaşamak istiyorsunuz ve bunun için ne yaptınız, yapıyorsunuz, yapacaksınız, yapacak mısınız? Hayal ettiğiniz Türkiye bu mu?..

Vicdanı ve aklı olanlar için durum artık katlanılabilir olmaktan tamamen çıktı.

Başta din olmak üzere, hemen her alanda istismarın, yalan ve algılar üzerinden siyaset üretmenin küresel markası akepe; ülkeye yaşattıkları tarihin en büyük ekonomik krizine, “ama dünyada da enflasyon ve zamlar var, biz her şeyi bu ülkelerden daha ucuza veriyoruz" diyerek, bahaneler üretiyor!!

Bırakın bu ülkeleri, yerle bir ettikleri Suriye'nin parasının bile TL'den daha değerli olduğu bir dönemde bu söylemi gerçekleştirebiliyorlar.

Tarikatlar, cemaatler, vakıflar ve dernekler adı altında türeyen dinci, gerici faşist örgütlenmelere, gayr-ı meşru yapılanmalara, mafyatik çetelere sonuna kadar izin veren, göz yuman, kaynak sağlayan iktidar, sol söylem geliştiren kesimleri dramatik ölçüde haksız rekabet koşulları yaratarak her alanda engelliyor. Kendisinin izin vermemesi gereken bu karanlık yapılarla, fikirsel olarak sivil sivile mücadele etme yollarının da önünü böylece tamamen kapatıyor.

Neticede kendi elleriyle yarattığı bu taban üzerinde tam da sermaye sınıfının istediği yapıyı, devlet diye halkın tamamına yutturmaya devam ediyor.

Kasten cehaleti besleyip cehaletten besleniyor. Zira uluslararası sermaye çetesi, devletlerin böyle olması gerektiğini işaret ediyor.

Bu oyunu ancak, halkın devrimci, ilerici reflekslerini güçlendirerek bozabiliriz.

Hayalcilik falan değil bu, nefes alabildiğimiz sürece mücadelemiz sürmelidir.

Karıncanın ateşe su taşıması misali..hiç değilse niyetini belli edeceksin!

Peki nedir mücalede?

Mücadele tüm canlılar için adaleti sağlamak adına verilen çabaya bir omuz vermek, biz de varız diyebilmek. Bu hedef için örgütlenmek, bir araya gelmek ve birlikte olmanın verdiği gücü kullanarak ardı arkası kesilmez homurtular çıkarıp eleştirmek yerine DEĞİŞTİRMEK ve bu değişimi ertelemeden yapabilmek. Bu amaçla yola çıkan herkesle işbirliği yapmak ve katkı sağlamak.

Ne yapabilirim?” sorusunu kendimize sormalı ve DEĞİŞTİREBİLECEĞİMİZE inanmalıyız öncelikle..

"Bir arada olabilirsek, birlikte büyüyebilir, gelişebilir, birbirimizi besleyebilir, yönlendirebilir, olumlu yönde eleştirebilir ve desteklersek herşey DEĞİŞİR?

Ama HERŞEY!

Umudumuz vardır..

YORUM EKLE