Rejim değişikliğine halkımız geçit verecek mi?

Demokrasi güçleri hayatın her alanında, sahada, internet dünyasında, doğrultusunu bugüne dek korumuş televizyonlarda, yandaş olmayan basında, sosyal medyada cumhuriyeti koruma mücadelesini tüm engellemelere karşın veriyor.

Soluksuz bir mücadele bu…

Bir yanda örtülü ödenek sahiplerinin tüm devlet imkânları, yandaş fırsatçı ihaleci çıkar çevrelerinin müthiş ve sınırsız olanakları, öte yanda demokrasiyi kararlı bir şekilde korumaya kararlı cumhuriyetçi, demokrat ilerici güçler.

Yalan dünyasında her şey mubah, “evet” propagandasına cami, okul, devlet dairesi, ucundan azıcık göstermelik krediler, polis copu alet edilebilir.

Sıkıntı yok.

Böyle kaotik bir ortamda, OHAL altında tamamen anti-demokratik koşullarda orantısız güçlerin savaşımı bu.

Lakin görülüyor ki, özellikle büyük şehirlerde seçmen yönelimlerinde değişim gözleniyor. Çarşıda, pazarda, fabrikada, tarlada “evet” propagandası yapma gafletinde bulunanları halk kovalıyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı ve Başbakan vs. AKP’li zevatın mitingleri gösterişli gibi gözüküyorsa da, taşımalı hazır kıtaların varlığı ve yandaş kanalların gerek fotoğraf çekimlerinde gerekse de kamera çekimlerinde hileli yollara saptıklarını geçmiş tecrübelerden biliyoruz.

Ama yıl itibariyle AKP’nin kemikleştirdiği köktendinciliğe, siyasal Islama meyilli aynı zamanda Göbbels vari yöntemlerle milliyetçi damarları habire körüklenen % 30-35’lik hatırı sayılır bir seçmen kitlesinin de AKP’nin peşine takıldığı bilinen bir gerçek.

Üstüne seçim taktikleri, dalavere, desise, son dakika ofsayt golleri, sandık oyunlarını da ekleyince elbette 17 Nisan sabahında anketler % 70 hayır dese bile halk kitlelerinin endişeli bekleyiş içerisinde olmalarını doğal karşılamak gerek.

****

16 Nisan ile ilgili daha çok söyleşeceğimizi umuyorum.

Ama bir haftadır Bolu ilinin referandumda tercihini ölçmeye, tahmin etmeye çalışıyorum.

Yok, anket falan yaptırmadık, istatistikî bilgimiz var ama öyle finansal bir gücümüz yok.

Biraz kanaat önderlerinin düşünceleri, 2010 referandumundan bu yana ilimizdeki seçmen tercihleri amprik yolla yaptığımız değerlendirmeler, yöresel gazeteciler ve üfürmeyen siyasilerin öngörüleri.

Hemen konuya gireyim.

Baştan tahminimi söyleyeyim. Bolu’dan %43-45 bandında bir hayır oyu bekliyorum.

%45’in üzerindeki her rakamın Bolu için başarı olacağı kanaatindeyim.

2010 referandumunun Bolu’dan %65.43 onay aldığını unutmayalım.

Bolu’da %10 ve üzeri geriletilen AKP’nin Türkiye genelinde kaybedeceğini öngörmek mümkün.

Bolu Merkezde başabaş noktasının yakalandığını söyleyebiliriz. Aradaki farkın yüzlü rakamlar seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum.

Kıbrıscık ve Mengen’deki sandıklardan hayır oylarının başarı ile çıkacağını, Mudurnu’da hayır ve evet oyları arasında bir pata hali olduğunun doğruya en yakın tahmin olacağını zannediyorum.

Ama Bolu’nun doğusunun cumhuriyetin başından bu yana köktendinci akımların kol gezdiği, bölge insanının muhafazakâr seçmen olmanın ötesine geçtiği Gerede, Dörtdivan ve Yeniçağa’nın ise bloklar halinde hilafetçilere oy vereceğini tespit etmek yanılgıya düşmemek olacaktır.

Bu ilçeler ve bağlı köyleri şimdilik umutsuz vakadır.

Bu Siyasal İslamcı seçmen kitlesine Göynük ve Seben ilçelerinden de destek geleceği aşikâr.

Bu tespitleri yaparken Bolu ilinde MHP seçmeninin 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP’ye meylettiğini de görmeden geçemeyiz.

Bu tespitleri genellersek Bolu’da AKP ve MHP Bahçeli kliğinin oylarını % 55’in altına geriletmek başarı olacaktır diye düşünüyorum.

Bakın burada muzip arkadaşlar benim falcılık yaptığımı öne sürebilirler.

Ama yanılmayı çok istediğimi söylemek isterim.

Keşke en azından hayır oyları Bolu’da en azından başa baş noktasını yakalayabilse…

Buradan yola çıkarak son 18 gün demokrasi güçlerinin iktidarın kıskacından kurtulma eğiliminde olan Bolu Merkeze, Mengen’e, Kıbrıscık’a, Mudurnu’ya ağırlık vermesinin doğru olacağını düşünüyorum.

Bolu için umut buralardadır.