2011'de yapımına başlanan 732 villa, AVM, otel ve 2 kongre merkezinin yer aldığı projeyi hayata geçiren Sarot Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Yerdelen, Burj Al Babas projesi sosyal medyada gündeme geldiğinde, SÖZCÜ’ye şirketin o tarihte taşeron firmalara 40 milyon lira civarında borcu olduğunu açıklamıştı. Yerdelen, “Projede yabancı yatırımcılara 350 mülk sattık. Ancak seçimden sonra Dubai, Bahreyn, Kuveyt gibi ülkelerden alıcılar taksit ödemelerini yapmamaya başladı. Art niyetli olsak kaçar giderdik” değerlendirmesini yapmıştı.

Şirketin ekonomik planlamada yaşadığı sorunlar nedeniyle ‘Burj Al Babas' adlı projenin sahibi Sarot Termal Grup, 2018 yılının Haziran ayında konkordato için başvurdu.Mahkeme, şirkete 3 ay süre verdi. Sürenin dolmasıyla İstanbul 3'üncü Ticaret Mahkemesi, 2018'in Eylül ayında Sarot Grup çatısı altındaki 3 şirket hakkında iflas kararı verdi.Şato tipi mimarisiyle tepkilere yol açan, ilçenin mimari ve tarihi dokusuna uymaması nedeniyle bölge halkının da eleştirdiği proje durdu.

Şirketin itirazları üzerine 2019 yılının Ocak ayında, proje hakkında satışa ve inşaata devam izni verildi. Projede inşaat ve satış çalışmaları sürerken, Sarot Grup da bu arada mahkemenin verdiği iflas kararını temyize taşıdı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17'nci Hukuk Dairesi, Sarot Grup'a ait 3 şirket hakkında verilen iflas kararını kaldırdı.İnşaata devam izni verilen projeyle ilgili Sarot Grup, 2020 yılında yeniden konkordato başvurusunda bulundu. İstanbul 2'nci Asliye Ticaret Mahkemesi başvuruyu kabul ederken, proje kapsamındaki inşaat çalışmaları ve satış yeniden durdu.

Sözcü'den İsmail Şahin'in haberine göre bu süre zarfında şirket merkezini İstanbul’dan Bolu’ya taşıdı. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davadan feragat eden şirket, 27 Mayıs 2022 günü Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Yeni bir konkordato süreci başlamasına onay veren mahkeme, 3 ay geçici mühlet verdi.

Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının incelenmesi, davacıların mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı ve konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelip gelemeyeceğinin tespiti amacıyla bir bağımsız denetçi, bir mali müşavir ve bir hukukçu geçici komiser olarak atandı.