Yakın çevremizde, çarşıda, pazarda, sokakta, tv kanallarında, sosyal medyada birçok yanlış davranışa tanık oluyoruz. Ve bunlar her geçen gün çoğalıyor; durgun suya atılan bir taşın iç içe halkalar oluşturarak suyun yüzeyini tamamen kapladığı gibi, hatalar zinciri toplumu sarıyor. Oysa ki, bu yanlışları yapanların çoğalması, bir yanlışı doğru yapmıyor. Yanlış, yanlıştır. Ancak; yanlışları gören insanlar, zamanla bunlara alışıyorlar, kanıksıyorlar, rahatsız olmuyorlar ve hatta kendileri de aynı yanlışları yapmaya başlıyorlar. Bahaneleri ise, şu: ” Herkes yapıyor.” Ve böylece, bir yanlışı herkesin yapması, onu olağanlaştırıyor. Siz rahatsız olduğunuzda da sizi yadırgıyorlar. “Bu düzen böyle gelmiş, böyle gider. Toplumu sen mi düzelteceksin?”... Bu durumda siz, işgüzar durumuna düşüyorsunuz. O anda, birçok iş yerinde duvara asılmış olan Mevlana’nın sözü aklınıza geliyor: “Asil insan, idare eder; aciz insan, şikâyet eder.” Her atasözünü öğüt zannedip, onlardan cesaret alanlar; işte bu sözü de yanlış anlamış olmalılar ki; birçok iş yerinde, hizmet biriminde bu sözü görürsünüz duvarda. Yani, size söylemek istenen şudur: “Yaptığımız yanlışları, eksiklikleri idare et, aciz insan gibi şikâyet etme, sabret.” Tam bir anlam kayması.
Gelelim yaptığımız bazı yanlışlara: Sosyal medyada, yedikleri yemekleri paylaşıyorlar örneğin. Halkımızın büyük çoğunluğu geçim derdinden iken, tabak tabak kebaplar, içli köfteler, pideler, kavurmalar, börekler, tatlılar vs. Maddi durumları bunları alıp yemeye müsaade etmeyen insanları hiç düşünmeden yapıyorlar bunu. Kendilerine, neden böyle paylaşım yaptıklarını sorduğunuzda ve eleştirdiğinizde, eminim aynı bahaneye sarılacaklar: ” Herkes paylaşıyor.”
Otobüse biniyorsunuz; yan koltukta oturan yolcu, maskesiz.”Maskeniz yok!” diye uyardığınızda, alacağınız yanıt belli: “ Herkes maskesiz.” ( Neyse ki, uyarınız sonrası, kibarca teşekkür edip, maske takanlar da var.)
Piknik yerlerine, sokaklara çöp atanlar; sokaktaki oturma gruplarına oturup çekirdek yiyenler ve kabuklarını yerlere atanlar var bir de. Hemen herkes aynı şeyi yaptığına göre, bi de ben yapsam ne olacak ki? ‘Herkes atmış nasılsa‘ bahanesi. Ne çürümüş bir mantık.
Belediyenin sokaklara bıraktığı kanepeleri evinin bahçesine, balkonuna taşıyan vatandaş da aynı bahaneye sarılıyor. “ Herkes götürdü, ben de götürdüm bi tane. Komşularla oturuyoruz bahçede. Kendim kullanmıyorum ki sadece.”
Hemen her yerde çiçek saksıları, kül tablası gibi. Neden? Herkes, izmaritini oraya atıyor çünkü. O güzelim çiçeklerin dibine. Bu, yemek tabağında sigara söndürmek gibi bir şey. Yapanı uyarsanız, alacağını cevap belli: “ Herkes atmış.”
Yaya kaldırımına aracını park eden vatandaşı tesadüfen görüp tepki gösterdiğinizde, sinirleniyor araç sahibi. Yaya kaldırımını işgal eden diğer araçları işaret ederek, “Sadece ben mi hanımefendi? Bakın, herkes park etmiş.”… Kendisi gibi kurallara uymayan başkalarını görmek, aynı yanlışı yapan kişiye cesaret veriyor.
Engelliler için ayrılan yere araç park edenleri de görüyoruz. Hele hele kendisinden önce biri aynı hatayı yapmışsa, hiç sakınca görmüyor. Başkaları da çekmiş. Bi de ben çeksem, ne olacak ki?
Yazımın başında da söylediğim gibi, bir yanlışı herkesin veya birçok kişinin yapması, o yanlışı doğru yapmıyor. Yanlışın kanıksanmasına, bu yanlıştan insanların rahatsız olmamasına sebep oluyor. Ve böylece, toplum bozuluyor. Herkes kendinden sorumlu. Başkalarının ne yaptığı bizi ilgilendirmez. Biz, ‘Herkes’ bahanesini bırakıp doğru olanı yapalım ki, başkalarına örnek olalım. Her doğru hareketi bir kişi örnek olsa; onun doğru davranışı bir başkasına örnek olsa ve bu zincirleme devam etse, bu güzellikler her geçen gün çoğalacak, herkes kurallara uymaya başlayacak. Zor ama, imkânsız değil.
Demem o ki; herkesi bırakıp, kendimize bakmalıyız. Toplum kurallarına, trafik kurallarına, görgü kurallarına uyarak başkalarına örnek olmalıyız. Böylece, yanlışların düzelmesine katkı sağlamış oluruz, Derken, bir gün gelir, her vatandaş ; “Herkes kurallara uyuyor, ben nasıl uymayım?” bilinciyle hareket eder. Olmaz mı dediniz? Neden olmasın?.....“Adama sormuşlar, ‘ Deniz ateş alır mı?’ diye. O da, ‘ ihtimal’ diye yanıtlamış. ” Her konuda, her zaman, her şeyin olabilirlik ihtimali vardır.
Çağdaş, bilinçli, duyarlı bir toplum olmamız dileğiyle hoşça kalın sevgili okuyucular.
Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2022, 10:52