Düzce’de meydana gelen selde açılışı yapılmadan yıkılan otel ve sular altında kalan konutlar mühendisleri de isyan ettirdi.Hürriyet Gazetesi'ne konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, otel henüz inşa halinde fenni mesuliyetini ve yapı denetimini üstlenen firmaların, inşaat ruhsatı veren belediye ve diğer sorumluların ortaya çıkarılmaası gerektiğini söyledi.
YASAYA AYKIRI İNŞA EDİLMİŞ
Otel ve arka tarafta görülen konutların yasaya aykırı olarak inşa edildiğini ayrıca taşkın riski yüksek alan üzerinde yapıldığına vurgu yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, "Sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağız. Otel henüz inşa halinde fenni mesuliyetini ve yapı denetimini üstlenen firmalar, inşaat ruhsatı veren belediye her kimlerse sorumlular ortaya çıkarılmalı. Taşkın riski yüksek alana inşaat izni vermek 7269 sayılı Afetlere ilişkin Tedbirlerle Yardımlar Kanunu’na aykırı. Bu kanunun ikinci maddesi su baskınına, yer sarsıntısına, kaya düşmesine, çığa uğramış veya uğrayabilir bölgeler tespit edilerek şehirlerde imar planına, kasaba ve köylerde harita veya krokilere işlenmek suretiyle mahalinde ilan edilir. Üçüncü maddesine göre de belediye hudutları ve varsa mücavir sahalar dahilinde ilgili belediyeler, bunun dışında kalan yerlerde vali ve kaymakamlar, yönetmelik esaslarının uygulanmasını sağlamakla yükümlüdürler"diye konuştu.
"OTEL OLMASAYDI DERE YATAĞINDA AKACAKTI"
Düzce’de derenin anormalliği olmadığını, o binaların o yataklarda yapılmasının anormal olduğunu vurgulayan Alan, "Buraya bir kişi baksa ‘dere yatağında deyip inşaat izni verilemez’, demesi gerekirdi. Dolayısıyla buraya imar ve inşaat ruhsatı verenlerin suç işlediklerini düşünüyoruz. O otel olmasa dere zaten yatağında akacaktı”dedi.
Dere yataklarına, su taşkın mesafesi içinde hiç bir yapının yapılmaması gerektiğine dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Cemal Gökçe, "Dere yataklarına, su taşkın mesafesi içinde hiç bir yapı yapılmamalıdır. 50 senede olmasa da 51. senede o Sel gelir. Biz depremi, afetleri geçmişe bakarak değerlendiririz" diye konuştu.
SORUN DOĞADA DEĞİL
Sorunun doğada değil insanlarda ve rant düzeninde aranması gerektiğini kaydeden Gökçe'nin açıklamasının devamı şöyle:
"Doğa olayı can ve mal kayıplarına neden oluyorsa afettir. Kayıp yoksa afet değildir. Çığ düşer, yağmur yağar, deprem, heyelan olur, sel gelir. Bunlar doğa olayıdır ama siz dere yataklarında taşkın mesafelerini dikkate almadan bina yaparsanız; önünde sonunda o sel geldiğinde can ve mal kaybına uğrarsınız. Yağmuru, depremi engelleyemeyiz ama doğru yerlere doğru yapıları yapabiliriz. Ordu, Kastamonu, Bartın, Düzce için de böyle”
yalnızca dere yatağı değil,aynı zamanda Düzce fayı üzerinde.