Rusya Türkiye’den ithalat kapılarını kapattı, iç pazarda sebze meyve fiyatlarının düşeceği hatta damping fiyatların oluşacağı bir çok uzman tarafından iddia edildi. Fiyatlarda düşme bekleyenler fena halde yanıldılar.
Fiyatlar düşmek bir yana 30 Kasım 2015 ila Ocak 2016 arası fiyat artışları % 40’ı aşmış durumda.
GIDA ENFLASYONU % 40.
Türkiye’de yıllık meyve sebze üretimi 50 milyon ton civarında.
Bunun yarısı AVM’lerde büyük marketlerde pazarlanıyor, kalan yarısı ise manav vs. gibi küçük esnafta satılıyor.
AVM’ler genelde tek aracı kullanıyor ya da direk üreticiden malı satın alıyorlar.
Buna karşın ürünler AVM’lerde üç dört katına vatandaşa satılıyor.
Toptancı hallerde komisyoncu meyve sebzeyi üreticiden satın aldıktan sonra üretici devreden çıkıyor.
Toptancı ise malı üreticiye satarken üzerine en az % 40 fiyat koyuyor
Tüccar ise nakliye perakende karı fire vs. ile birlikte sebze meyveyi % 100 zamla vatandaşa satıyorlar.
Kısaca üreticiden, tüketiciye kadar oluşan zincir de fiyat 3-4 kat yükseğini buluyor.
GIDA İZLEME KOMİTESİ VAR AMA İŞLEVİ YOK
Türkiye’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde “Gıda ve Tarım Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi” diye bir oluşum var ama komite işlevsiz bazı istatistikî faaliyet ve raporlar dışında bir etkinliği ya da piyasalara müdahalesi yok.
AB ÇAREYİ KOOPERATİFLERDE BULMUŞ
Avrupa Birliği ülkeleri ise tarımsal ürünlerin pazarlanmasında tamamen üretici kooperatifleri vasıtası ile meyve ve sebzelerin tüketiciye ulaşmasını sağlıyor.
Nerdeyse bu konuda % 100 başarı sağlamışlar, aracıyı, toptancı hal komisyoncularını kabzımalları devreden çıkarmışlar.
Türkiye’de kooperatifler vasıtası ile tüketiciye pazarlanan tarımsal ürünler % 3-4 civarında.
Çünkü kooperatifleşme Türkiye’de bir model olarak kullanılmıyor. Kooperatifleşmeyi devlet desteklemiyor. Liberal görüşlü iktisatçılar kooperatifleşmeyi, serbest piyasa ekonomisine müdahale olarak görüyorlar. Kooperatifleşme sosyalist bir düzenin argümanıdır deyip geçiyorlar.
Güncelleme Tarihi: 24 Ocak 2016, 11:48