Ülke tarihinin en kritik seçimlerinden biri olarak değerlendirilen 14 Mayıs seçimlerine 28 gün kaldı. Yaklaşık 10 gün önce açıklanan milletvekili aday listeleri neredeyse tüm iktidar ve ana muhalefet cephesinde yüksek sesli itirazları beraberinde getirse de özellikle iki cephe bu itirazları perdelemek için elinden geleni yapıyor.
‘MANEVRA ALANI’ ADAYLARA GÖRE
Bolu’da iktidar bloku içerisinde açıklanan adaylar üzerinden parti tabanlarında oluşan rahatsızlık seçim çalışma bölgelerinin belirleyicisi oldu. MHP’nin Cumhur İttifakı içerisinde kendi amblemi ve adaylarıyla seçime girme kararı almasını bir kesim Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nın seçimleri kaybedeceğine inandığına işaret ediyor. Başka bir analiz ise özellikle halkın içinde bulunduğu yoksulluk ve 6 Şubat depremlerindeki ihmalkârlığın AKP oylarında erime yaratacağı, bu erime karşısında adres olarak MHP’nin ittifak içerisinde tercih edileceği görüşünde.
Tüm bunların yanı sıra Bolu’da halk diğer tarafıyla aday isimler üzerinden tartışmayı bitirmiş değil. AKP Bolu’da birinci sıra adayını kendi kalesi olarak gördüğü Gerede’den belirledi. Fakat başta Gerede’de olmak üzere, sağ seçmen AKP’nin birinci adayının yanı sıra, üçlü sıralamada henüz mutabık olabilmiş değil. 6 Şubat depremlerinde yaşanan zafiyet ve ülkenin ekonomik koşulları AKP adaylarının saha çalışmalarını zora sokarken, sandıkta AKP’den uzaklaşan seçmeni gözetleyen MHP, AKP’nin ‘kalesi’ Gerede’de seçim çalışmalarını yoğunlaştırıyor. MHP’nin Bolu’da yürüttüğü seçim çalışmaları kimi yerel basın aygıtlarında parlatılmaya çalışılsa da, MHP’nin ‘ileri’ gelenleri de kendi aday sıralamalarından memnun değil.
‘İNCE’NİN CHP SAVAŞI
Yaklaşan seçimler öncesi katıldığı her platformda sergilediği tavırlarla mevcut rejimin karşısında taraf olan hemen herkesin tepkisini çeken Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ‘Köroğlu Diyarı’ Bolu’da düzenlediği mitingi ‘büyük’ gösteren herkesin uzlaştığı tek ‘sorun’ ise Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı.
Sahada yürüttüğü çalışmalarda önceliğini CHP eleştirisine sığdıran ve yaklaşan seçimleri CHP kurultayı gibi gören İnce’ye gidecek oylar, Kılıçdaroğlu karşıtlığı üzerine kurulu. Mevcut rejimi sadece satır aralarında eleştiren İnce, özellikle AKP tarafından yürütülen ‘kara’ propaganda sonucu ‘boşa’ çıkacak oylara talip. Bolu’da düzenlediği mitingde dahi ‘listelere dikkat edin’ mesajı da tam olarak Cumhurbaşkanlığı adaylığı dışında partisinin seçmen pusulasında yer arayışına işaretten başka bir şey değil.
ÖZCAN’IN ‘ATEŞ’Lİ GÜLÜŞÜ
Cumhur İttifakı ve dolaylarında kümelenen siyasetin genel tavrı bu şekildeyken, Millet İttifakı’nın öznelerinden CHP’de sular durulmuyor. Bolu’da yıllardır temsil ettiği kurum ve çıkışları nedeniyle sağ eğilimli olarak bilinen Türker Ateş’in CHP’den birinci sıra milletvekili adayı olarak gösterilmesinin parti tabanında yarattığı rahatsızlık son bulmuş değil. Her ne kadar 14 Mayıs seçimlerinin ‘ağırlığıyla’ parti yönetimi ve tabanı sessiz kalmaya çalışsa da, daha önce ifade ettiğimiz gibi 14 Mayıs sonrası CHP Bolu İl Örgütü’nü çok büyük bir kriz bekliyor.
Ateş, kesinleşen adaylığıyla birlikte seçim çalışması kapsamında yürüttüğü bir iki ufak ziyaret sonrası soluğu CHP’den ihraç Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın yanında aldı. Ateş’in aday adaylığı üzerinden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na yüklenen ve Türker Ateş’in aday adaylığını dolaylı olarak veto eden Tanju Özcan’ın Ateş’i ‘hoş’ karşılaması aslında tek başına kritik seçim müdahalesi değil.
Bolu kamuoyunda Belediyeyi en az AKP yönetimi kadar kendi çiftliği haline getirdiği eleştirilerini alan Özcan’ın CHP’den geçici ihracıyla birlikte gerek CHP Genel Merkezi gerekse il yönetimi üzerinde ‘kabulünün’ azaldığı herkes tarafından biliniyor. CHP kanadında açıklanan 20 üzerinde milletvekili aday adaylarından ise ‘ben bu oyunu bozarım’ çıkışına rağmen Türker Ateş’in, Özcan siyasetine en yakın ve kendisi tarafından da benimsenen adaylardan biri olduğu yorumları satır başları arasında.
GÖLCÜK VE KÖROĞLU DAĞLARI
Belediye Başkanı olarak seçilmeden hemen önce, AKP’li Belediye Başkanı A.Y.’nin Gölcük Tabiat Parkı’nda hukuk kararlarına rağmen doğayı talan etmesine en yüksek perdeden ses yükselten Tanju Özcan, yönetimindeki yaklaşık dört yılda buradaki talanı meşrulaştırmaktan başka adım atmadı.
Bolu TSO ‘eski’ başkanı ve CHP Bolu birinci sıra milletvekili adayı Türker Ateş’in ise karnesi daha iyi değil. Yıllardır işveren çıkarları peşinde koşup, onu dahi sadece ‘kartvizit’ girişimiyle tüketen Ateş’in Bolu TSO’da birincil hedefi Köroğlu Dağlarını turizm iddiasıyla ranta açmaktı. Başta Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olmak üzere Bolu Halkının ciddi tepkisini alan, ‘projenin’ son haliyle yaklaşık 39 bin hektarın imara açılmasını savunan Türker Ateş’in ‘herşeye rağmen CHP’ diyen seçmenin dışında, demokrat seçmen potansiyelinden oy ‘alabilmesi’ pek mümkün görünmüyor.
EN BERRAK ‘SOSYALİSTLER’
Her yönüyle, mecliste temsili bulunan partilerin milletvekili adayları eksiksiz tartışma konusu oldu. 21 yıllık AKP iktidarına yazılarıyla ve düşünceleriyle destek verenlerden bu dönemde bakanlık yapanlara kadar birçok isim muhalefet tarafından aday gösterildi. Açıklanan milletvekili adaylarıyla birlikte neredeyse yeni AKP’yle birlikte ‘eski’ AKP’nin çoğunluğunu alacağı bir parlamento halka ‘kurtuluş’ olarak sunulmaya başlandı. Mevcut parlamento anlayışıyla popüler siyasetin ‘vekillik bedeli’ ödediği, ‘yetmez ama evet’ kültürünün cilalandığı siyasete sosyalistlerin cevabı belli: ‘Toplumsal muhalefeti büyütelim, toplumu siyasallaştıralım.’
Bolu’da yaklaşan seçimler öncesi, kötülük rejimi karşısında toplumsal muhalefeti büyütmek için sokakta siyaset yapan, yaklaştığımız seçimi hangi ünlülerin nereden aday oldukları dışında tarihsel önemi dolayısıyla ‘dert’ edinen şüphesiz ki sosyalistler. Tüm engellemelere, gözaltlarına, baskılara rağmen halk için halkla birlikte mücadele ediyorlar. Adayları halkın içinden, esnaf, işçi, öğrenci; hepsi devrimciler. Alınları ak, başları dik. Sermayeleri insanın insanlığa sahip çıkmasından başka bir şey değil.
SONUÇ OLARAK..
Görünen o ki 14 Mayıs seçimleri ‘artık yeter’ diyen çoğunluk ile mevcudun devamını isteyen ‘çıkar sahipleri’ arasında geçecek. Fakat tek gerçek şu ki, bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri toplumsal muhalefetin sesini yükseltmeye, gelecek güzel günleri ilmek ilmek örmeye devam edecek. 28 gün de kalsa, 28 kişi de kalsa ‘28’ kötülüğün karşısında, son sözü onlar söyleyecek.
Güncelleme Tarihi: 16 Nisan 2023, 21:42