ÜLKÜ MERT YAZDI: AKIL-AKIL, GEL KAFAMA TAKIL

ÜLKÜ MERT YAZDI: AKIL-AKIL, GEL KAFAMA TAKIL

Ülkede Cumhuriyet 100. Yılına girdi, girecek. .İktidarı, muhalefeti Türban derdinde..

İran’da “türbansız özgürlük” için kan gövdeyi götürüyor, biz Anayasal Teminat getirmeliymişiz!!

Siyasetin hokkabazları.. Sahnede Muktedir, “Sansür Yasası” nı meclisten geçirmiş ortadan adam kesiyor, muhalif geçinen ise “türban da türban” diyerek şapkadan tavşan çıkarıyor!!

Cumhuriyetin kaymağını yiyerek elde ettikleri güce tapan bu gerici şuursuzlar, dişlerini sıka sıka Cumhuriyetimizi aşağılayabiliyor!

“Maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir." diyor bi aklı evvel.

Evet, adama bakarsın, adam mı, lafa bakarsın laf mı? Ciddiye almasak..  lakin, sinir kalmadı kardeşim..

İşte bu #dezenformasyon, işte bu bölücülük, işte bu devletin değerlerine dinamit koymak değil mi?

Diyecen de, kime??

ATATÜRK’üm  Cumhuriyetin taşlarını döşerken İKİ DÜŞMANI gösterdi..  Bütün hedefleri gösterdiği gibi..

“ Bağımsızlığımızın düşmanı olan, bizi ekonomimizi geliştirme gayretinden, böylece kalkınma hedefimize erişmekten alıkoyan iki kuvvet vardır.

Biri dış bedhahlar, dış düşmanlardır. Bunlar ülkemizi sömürge yapmak isteyenlerdir, bunun için de uyanmamızı, kalkınmamızı istemeyenlerdir.

Ancak, bizim için dış düşmanlardan daha zararlı, daha öldürücü birileri daha vardır ki onlar da iç bedhahlardır, aramızdaki hainlerdir.

Bunlar “biz büyük bir devletin yardımı olmaksızın varlığımızı koruyamayız” der, dış düşmanlara yanaşır, onlara hizmet ederler.

Ulusal bağımsızlığımızın en büyük düşmanı, asıl bunlardır. Çünkü onların işbirliği olmasa, dış düşmanlar zerre kadar zarar veremez bağımsızlığımıza.”

Kurtuluşumuz CUMHURİYET’imizin fabrika ayarlarına bir an önce dönmemize bağlıdır..Süratle.

Ömrümüzün en az dörtte birini çalan şu son 20 yıllık süreçte, neredeyse her fraksiyon savruldu, herkes yanıldı, kandırıldı, kullanışlı aptal durumuna düşürüldü, paçavraya dönüştü, kendisiyle çelişti, halka ve insanlığa bilerek ya da bilmeyerek ihanet etti.

Ömrümüze musallat olan bu gerici rejim, bu ülkede %1'den fazla destek görebiliyorsa, bu utanç hepimize bin yıl yeter.

Sorumluluk duygusu taşıyan her vatansever düşünmelidir ki; ben ülke bu rezalet duruma sürüklenirken neredeydim, ne yapıyordum, ne yapabilirdim!?

Yıllarca eğitimine dinamit konulmuş, sistemli şekilde cahil bırakılmış bu toplum “Tatlısu Aydınlarından” da bi hayır görmedi.

İşte geldiğimiz noktadayız..

Eğer yaptığın herhangi bir eylem, bir aktivite, önerdiğin yaşam, ürettiğin sanat, yaptığın tv programı, patronu olduğun tv,  ortaya koyduğun ürün, halkın gözünü açmıyor, algılarını güçlendirmiyorsa, gerçeği göstermiyor, halkın cehaletini yenmesine destek olmuyorsa, halkı şarlatanların, sahtekarların, hırsızların kurbanı olmaktan koruyamıyorsa, bir katkı sunmuyorsa o halka; sen her kimsen, ülkene ihanet ettin demektir.

Şimdi işte o ihanetlerin bedelini ödüyoruz.. Hepimiz!!

Böyle başa böyle traş! Böyle halka böyle iktidar, böyle ülkeye böyle rejim..

Sene olmuş 2022, milenyumda devletin başı.  ” Referandum yapalım, türbana anayasal güvenceyi halka soralım” diyor!

Gelişmiş Dünyada birileri, bulduğu bir azı dişin 50 bin yıl önce yaşamış bir insana ait olduğunu keşfediyor.

Merak edip DNA kodları yardımı ile yüzünün neye benzediğini ortaya çıkarıyor.

Adam, damarların içinden kablo geçirerek insan beynini Windows 10 işletim sistemli bilgisayara bağlamayı başarıyor.

Adam, bir kara deliğin yakından neye benzediğini merak ediyor ve çabalayıp fotoğrafını çekmeyi başarıyor.

Adam, bir mantar türünün bir beyine ihtiyacı olmadan hafızası olduğunu keşfedip bunu Alzheimer tedavisi için kullanabilmenin yolları arıyor.

Ya benim aklı fikri dumur edilmiş kitlem:  aynı bilgisayar ile akşama kadar kim ne yemiş, ne giymiş, kim kiminle birlikte olmuş onu araştırıyor.

Kızmak da değil, acımak da.. Anlamaya çalışıyorum . Neden böyle?

İnternet ile buluşunca basit bir bileklik akıllı oluyor, sade bir ev internet devreye girince akıllı ev oluyor, çok sıradan bir saate internet entegre edince akıllı saat oluyor da; bazı (!) insanlar internet ile buluşturunca niye sonuç,  sadece HİÇ!

Bu kadar mı sevmiyorsunuz kendinizi, ülkenizi?

Geleceğimiz bu kadar mı kıymetsiz bizim?? (Tabiiki istisnalar hariçtir)

Olması muhtemel bir 3. Dünya Savası durumunda biz ve bizim gibi geri kalmış ülkeler Tekbir getirene kadar yok oluruz!!

Artık savaşlar, topla-tüfekle, iman gücüyle filan yapılmıyor. Akılla, bilimle, masada bitiriliyor.

Ruslar Proton Nükleer Füze Üretim Merkezinde radarda tespit edilemeyen acaip kıyamet füzeleri üretiyor. .

Kuzey kutbundaki denemelerde her nükleer füzenin düştüğü bölgedeki 100 kilometrekarelik alana yaklaşık 3.000 derecelik bir ısı yaydığı görüldü...

Bu Nükleer Proton Füzelerinden sadece Rusya'da yok. Amerika, İngiltere, İsrail, Çin ve Japonya'nın da var.

Hindistan ve Kuzey Kore'de sahip olmak için çalışıyor.

Bu füzelerden 4 tanesi Türkiye'yi haritadan silmek için yeterli!

Gerçekler görmek istemesek de böyle..

Bir buçuk milyar nüfuslu İslam ülkelerinin tam ortasında yer alan ve her gün Müslüman katliamı yapan 4 milyonluk İsrail'e neden dokunamıyoruz biz?

Çünkü o küçücük İsrail farklı kategorilerde tam 51 defa Nobel Bilim Ödülü almış.

Ya İslam ülkeleri? sıfır !..

Bizde Tübitak'ın Bilim Dalındaki Birincilik Ödülünü İmam Hatiplilerin hazırladığı ''Kapağı açılınca içinde ışık yanan ekmek sepeti projesi'' kazanmadı mı?

Ayet dinletilen fasulyeler acaip büyümüş de bilmem ne!?  Bu kafayla nereye kadar? İçi acıyor insanın..

Dinini, inancını insan kendi içinde yaşar..

Her yaratılmış kendi yolundan O’na ulaşacak. Kime NE?

Bilimin ışığından mahrumsan, bu dünyada zaten yoksun!  Öbür dünyan da şüpheli..

Akıl-fikir verdim, kullanmadın, ne yüzle geldin demeyecek mi TANRI!?

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER