Cumhurbaşkanı Adayımız Türkiye’nin Gandi’si ” Hak, Hukuk, Adaletin” savunucusu,
Sayın KEMAL KILIÇDAROĞLU’ dur.
Fiziki benzerliğin yanında eylem birliğinde de benzeştikleri için Adalet yürüyüşü esnasında bu sıfat ona yakıştırılmıştı.
Önümüzdeki seçim; eğri ile doğru, helal ile haram, küfür ile ahlak, vicdanlı ile gaddar, iyi ile kötü arasında olacaktır.
Kılıçdaroğlu, yıllardır siyasetin içinde olmasına rağmen hiç bir ahlaki- siyasi lekesi, yolsuzluğu olmayan; ahlak ve vicdan değerleri yüksek, temiz ve ilkeli bir aile babası, bilgi birikimi ve duruşuyla milletini seven siyaset üstü, düz bir insandır.
Sade ve düşünebilen vatandaşlar olarak tek isteğimiz güzel ülkemizde onurlu, kimseye muhtaç olmadan, özgür ve namuslu gelecek endişesi olmadan bir hayat sürebilmek, torunlarımıza temiz ve adil bir ülke ve dünya bırakabilmektir.
Ülkemiz yaşadığı deprem felaketinin şokunu atlatamadan, bir de siyasi depremle karşılaştı..
Görünen o ki; mesele ” kazanacak aday” değil!
İktidarın sonunun geldiğini gören; güvenlik bürokrasisi, çeteler, endişeli rantçılar, hırsızlar-yolsuzlar, KILIÇDAROĞLU’na Bariyer-Barikat Kuruyor!
Ancak DEMOKRASİ GÜÇLERİ’nin de barikatları aşacak gücü vardır.
Siyasi mücadele inişlerle çıkışlarla devam eder.. Her devirde brütüsler oldu.
Bugün tarih çöplüğünde bakalım, hangi partiler var esamesi okunmayan..
Nice 12 Eylüller geçti, CHP hâlâ ayakta..
CHP ülkenin pusulasıdır, Kuvva-i Milliye'sidir,
Bu bilinçle KILIÇDAROĞLU ülkenin tek adam rejiminden kurtuluşu ve parlamenter sisteme dönüşü için MİLLET İTTİFAKI masasında fedakârlıkla Altı Benzemezi bir araya getirdi.
Geçmişin üzerine, yapılan hatalara sünger çekerek olmuştu bu girişim..
Ve tam da adayın resmen açıklanması beklenirken umulmadık zamanda, umulmadık bir tavır, ihanet ve nezaketsizlik örneği göstererek masadan ayrıldı Meral hanım!
Gerçi, sağ siyasetin omurga sorununu yeni keşfetmiş değiliz.. Geçmişini kendi hatırlattı Meral Akşener.. Kimse unutmuş falan değilken üstelik..
AKŞENER’in siyasette girmediği kalıp yok geçmişinde..
Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Mesut Yılmaz'la ilişkileri ve neticeleri tarih sayfalarında duruyor, ayrıntılara girmeyelim..
Sonrasında bir proje şeklinde Tayyip Erdoğan ile, Ak Parti kurucusu olup
Abdullah Gül ile Anadolu'yu karış karış gezerken niyetinin Parti'yi Tayyip Erdoğan'ın elinden almak için Truva atına oynadığını; Erdoğan’ın oyunu bozup “geleceksen kendin gel” deyince;
Birden bire aklına MHP’nin geliverdiği,
"Liberal Meral"
"Milli Görüşçü Meral"
"Bozkurt Meral" oluverdiği tarih sayfalarında duruyor.
Bahçeli onu hem Milletvekili, hem de Meclis Başkanvekili yapmıştı.
Yıldızının yeniden parlaması, Devlet Bahçeli sayesinde olmuşken
Orada da velinimeti olan Devlet Bahçeli'yi devirmeye kalktı.
Şimdi aynı oyunu ve tezgahı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yapıyor.
Ki o Kılıçdaroğlu, belki dünya siyaset tarihinde görülmeyen şekilde. seçimlere girebilsin diye 15 vekilini Akşenere kiralık vermişti.
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu'na operasyon çekiliyor ve seçime çeyrek kala ülkenin geleceğine ipotek koymaya çalışılıyor.
Sol seçmen, Akşener’in Milli İttifak Masasını “Kılıçdaroğlu seçilemez” diye değil, bilhassa “Kılıçdaroğlu seçilecektir” diye terk ettğinin gayet fakında olarak;
MERAL AKŞENER 5 Lİ ÇETE OPERASYONU mudur acaba diye düşünüyor!!
Kılıçdaroğlu’nun “ 418 milyarı ödeteceğim” vurgusu ile ilişkileniyor olup biten..
Görünen budur.
Kılıçdaroğlu'na niçin karşı çıkıyor Akşener!?
Kılıçdaroğlu diplomasız mı?!.
Bilgisiz mi?!.
Liyakatsiz mi?!.
Hırsız mı?!.
Oğluna çürük raporu alıp, askerlikten mi yırttırdı?!.
Milletten çaldıklarıyla Amerika'da çiftlikler mi aldı?!.
Binali Yıldırım’ın başbakanlık yaptığı ülkede Kılıçdaroğlu’nu beğenmemek de nedir?
Niçin karşı çıkıyor?!.
CHP'li Belediye Başkanlarını hadsizce, saygısızca aday olmaya çağıracağına,
güveniyorsa kendisi aday olsun madem!!
Oysa görünen o ki, Güç Birliğinden koparak İyi Parti kaybetmiş, baraj altında kalma ihtimali doğmuştur…
Neticede pusulayı şaşıranlar "Söz konusu Vatansa gerisi teferruattır " düsturuna ihanet edip attığı imzanın arkasında durmayan, kaçan, ve giderken de siyasi ahlâk, edep dışı biçimde masayı terk eden hakaret edenlerdir..
Ancak, Kılıçdaroğlu’nun tüm bunlara rağmen hiç kimseyi kırma, dökme, öteleme durumunda olacağını da sanmıyoruz. İnsanlar farklı reflekslerle ihanete varan oranlarda bile yanlış kararlar verebilirler.. Doğruları anlatmak, onlara içinden çıkacakları bir pusula sunmak yine ülkenin sağduyulu, Vatanseverlerinin görevidir.
Kılıçdaroğlu’nun bu doğrultuda hareket edeceğinden şüphemiz olmasa da, gerçekleri görmek isteyenlere de hatırlatmak görev olsa gerektir.
Ülkemizin her türlü enkazını birlikte kaldırmamız gerekiyor. Derleyeceğiz, toparlayacağız, ötekileştirmeden cepheyi büyütecek, safları daha da sıkılaştıracağız..
Umutsuzluk yok, Vatan zorda ise, Kuvvacı torunların Birlik olma zamanıdır.
Öldükten sonra bile yol gösteren liderimizin;
“Şayet bir gün çaresiz kalırsanız bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun. Eğer bir lider beklemekteyseniz, size hiçbir şey öğretememişim demektir..”sözleri doğrultusunda inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz.
Özetle, ya bir kişinin tahakkümüne boyun eğip İran’a benzeyeceğiz, ya da en kuvvetli adayı destekleyip kurtulacağız..
Yüzümüzü, yönümüzü çağdaş dünyaya çevirerek ve “Akl-ı Selimin” galip gelmesini umarak, BİRLİK içinde güzel ülkemize tez vakitte hayırlı bir seçim olması dileğiyle...
Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2023, 20:08