Bolu’ da bu günlerde “Demokrasi Meydanı” denilen meydanın doğusunda yer alan ve hakim konuma tepe yamacında bulunan Yıldırım Beyazıt camii (Büyük Camii ) çevresindeki dükkanların oluşturduğu çarşıya, Yukarı Çarşı deniliyor. . Yüz yıl kadar önce Bolu’nun ticaret merkezi olan Arasta ,bu gün şehrin Batıya doğru gelişmesi sonucu eski canlılığını oldukça yitirmiş durumda .
Yolu yukarı çarşıya düşen insanların farkında olmadan, alışveriş telaşıyla adına hiç dikkat etmeden içinden geçtikleri, Bolu Lisesine çıkan bir sokak vardır ; Şehit Nazım Bey sokağı..
Şehit Nazım Bey kimdir ,nerede şehit olmuştur. Bolu ile ilgisi nedir? Sokakta yer alan dükkan sahiplerine,liseye giderken her gün bu sokak içinden geçen gençlere de sorsanız bir bilgi alamazsınız.
Akpınar Mahallesi , Bolunun en eski mahallerinden biridir. Son yıllara sınırları içinde kadar dar sokaklar,hayratlar ve eski tarihi evleri barındıran bu mahalle, bu günlerde beş katlı betonarme binaların istilasına uğramış durumda .
Sınırı , eski adıyla Karga Tepesi’nin güney kısmından başlayan bu mahallenin ilk sokağının ismi , Şehit Teğmen Abdülkadir Sokağıdır. Kimdir Şehit Teğmen Abdülkadir ? Nerede şehit olmuştur ve neden bir sokağa adı verilmiştir. ?
Bolu’da sadece iki küçük sokakta adları yaşayan Şehit Nazım bey ,Şehit Teğmen Abdülkadir kanlarını ve canlarını bu ülkeye feda eden veren kahramanlardır. Bu yazımızda onların hikayesini anlatacağız.
*** ***
Şehit Yarbay Nazım bey ve Şehit Teğmen Abdülkadir’in hikayelerin anlatmak için yüzyıl kadar önceye dönmek gerekir .
Tarihler, 1920 yılının bahar aylarını gösterirken Ankara’ da bir Milli Meclis açılması için hazırlıklar sürmektedir. Batı Anadolu da Yunanlılara karşı, Antep Maraş ve Urfa da Fransızlara karşı amansız bir çete mücadelesi yürütülmektedirler.
Anadolu’ da bir Kurtuluş hareketinin başladığını gören Padişah Vahdettin ve Damat Ferit hükümeti, İngilizlerin teşvik ve desteği ile ülke genelinde Mustafa Kemal’e ,Kuvayı Milliye’ye karşı bir iç savaş başlatırlar .Milli Mücadeleye katılanlar isyancı ilan edilir, padişaha isyan ettikleri , katledilmelerinin sevap olduğu yönünde fetvalar yayınlanır. Milli Mücadele birliklerine katılanların Bolşevik oldukları propagandası yapılmaya başlanmıştır. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları için idam fermanı da 11 Mayıs 1920 ‘de yayınlanacaktır.
Saray , Kuvayı Milliye birliklerini yok etmek için dolgun maaşlı subay ve erlerden oluşan Kuvayı İnzibatiye adını verdikleri bir kuvvet de oluşturmuştur.
Anadolu ‘da yapılan kara propagandalar ,fetvalar yöremizde de karşılığını bulur.13 Nisan 1920 ‘de Düzce’ de başlayan isyan dalgası 19 Nisan da Bolu’ ya ve bir hafta içinde Mudurnu, Çarşamba(Seben), Nallıhan ‘a kadar yayılır. İsyan dalgaları Ankara’ dan endişe içinde izlenmektedir. Önlemler alınır, birlikler sevk edilir.
Bolu isyanını bastırmak üzere gönderilen birliklerden biri de Kurmay Binbaşı Mehmet Nazım bey komutasında; İki tabur düzenli ordu birliği, dört dağ topu, beş makineli tüfek ve üç yüz efe süvarisinden kurulmuş müfreze de vardır. 27 Mayıs 1920’ de Boluy’u isyancılardan temizleyen Mehmet Nazım Bey ,asayişi sağlar ,sıkıyönetim ilan eder ve ilk iş olarak Kuvayı Millîye subay ve erlerini şehit eden asilerin yakalamasını emreder. Hilafetçi güçler Kuvayı Milliye’ye bağlı 32.Kafkas Alayı subaylarından Binbaşı İhsan , Binbaşı Tevfik Bey, Teğmen Abdülkadir Bey ve 30 er hunharca öldürmüşlerdir.
Teğmen Abdülkadir Bey’in şehit edilmesi tam bir vahşettir. “Asiler Devrekli Teğmen Abdulkadir Efendi üstünü başını soyduktan sonra, ellerini arkadan bağlayarak sokaklarda dolaştırırlar ,bıçaklayarak, öldü zannedip, Belediye Dairesi önüne bırakırlar. Ertesi gün erken saatlerde oradan geçen bir doktor hanımı, yaralı subayın kımıldadığını, ölmediğini fark eder. Kocasına haber verir. Asilerden korkan doktor, kimseye göstermeden gece yaralı subayı hastaneye taşır. Bir süre sonra kendisine gelen yaralı Abdulkadir Bey, hastabakıcıdan bir yudum su ister. Hastabakıcı ;subay tekrar canlandı, daha gebermemiş diye bağırarak sokaklarda devriye gezen asilere haber verir. Hastaneye doluşan isyancılar, yaralı subayın boynuna ip geçirirler ve sürükleyerek hastane dışına çıkarırlar. Şehir içinde boynuna bağlı iple sürüklenerek öldürülen yaralı teğmen parçalanarak bir çöplüğe atılır.”(1)
Bolu’da duruma hakim olan, asayişi sağlayan Mehmet Nazım Bey suçluların cezalandırılması için bu gün Bolu Lisesi’nin olduğu yerde bulunan Sultani Mektebinde Divanı Harbi Örfi kurar . Suçlular tutuklanır ,yargılanır ve suçu bariz görülenlerin Hıyaneti Vataniye Kanunu dahilinde idamlarına karar verilir. Suçlu bulunanlar Bolu Belediyesi önünde kurulan sehpalarda sabaha karşı idam edilirler. Suçlular, kurulan mahkemede Teğmen Abdülkadir Bey’i sünnetsiz olduğu için öldürdüklerini söyleyerek kendilerini savunmaya çalışmışlardır. . Nazım bey bu asılsız söylentiyi ortadan kaldırmak için Abdülkadir Beyin mezarının açılmasını emreder. Mezar doktor nezaretinde açılır, katiller de mezar başına getirilmiştir. . Görülür ki zavallı subay sünnetli Müslüman bir Türk çocuğudur. Aslen Devrekli olan Şehit Abdülkadir bey’ in ailesi İstanbul’da Şehzedebaşı’nda ikamet ettiği bilgine ulaşılır. . Genç yaşında İstanbulu bırakıp Kuvayı Millîye saflarına katılan bu subayın ailesine Mehmet Nazım Bey Osmanlı Bankası vasıtasıyla 500 Lira para gönderir. Harp Divanı, subayı katledenler ve onlara haber veren hastabakıcı hakkında idam cezası verir. Caniler, Teğmen Abdülkadir Bey’i öldürdükleri yerde idam edilirler.
Mehmet Nazım Bey Bolu’da asayişi sağladıktan sonra ,halkın sorunları ile de ilgilenir ,okulları ziyaret eder, yetim çocukları sünnet ettirir, yoksullar ve şehit çocukları için yardım kampanyaları düzenler. Bolu halkının Milli Mücadele konusunda doğru bilgilenmesi için Bolu’daki gazeteleri destekler. Cuma namazlarına katılır . Yıldırım Beyazıt Camii’nde kılınan bir Cuma namazında Bolu’da ilk kez Türkçe vaaz verilmesini sağlar. Mehmet Nazım Bey’in Bolularla kurduğu yakın ilişki , halkın Milli Mücadeleye verdiği desteğin artmasına sağlar. Mehmet Nazım bey, Bolu Düzce, Gerede, Mudurnu gençlerinden oluşan bir tümen kurar. Tümenin ihtiyaçları Bolu Belediyesi ve Bolu Müdafaai Hukuk Cemiyetinin öncülüğünde başlatılan bir kampanyayla Bolu halkı tarafından karşılanır. Eğitimlerini halkın da yakından ilgi ile izlediği tümen 29 Ekim 1920 ‘de görev yeri Ankara’ya uğurlanır. Bolulular, Tümene Çaydurt’a kadar eşlik ederler. Tümenin önünde yürüyen ,marşlar çalan bir bando vardır. Bu bando Bolu belediyesi tarafından tümen emrine verilmiştir.
Mehmet Nazım Bey’in Tümeni Ankara’da coşku ile karşılanır. Ankara’da Meclis önünde resmi geçit yaptırılan bu taze kuvvet, Mustafa Kemal Paşa ,mebuslar ve Ankara halkı için moral kaynağı olur. Tümen 21 Ocak 1921 ‘de 4.Tümen adını alır ve Binbaşı Mehmet Nazım Bey Yarbaylığa terfi eder.
Yarbay Mehmet Nazım Bey tümeni ile katıldığı 1. Ve 2.İnönü Savaşlarında başarılı bir mücadele verir , ne yazık ki 15 Temmuz1921 Cuma günü Yurdaçal muharebelerinde yaralanır, hastaneye nakli için Çekürler İstasyonu’na getirilir ve burada son nefesini verir. Ertesi gün, 16 Temmuz 1921’de mecliste oybirliği ile albaylığa terfi ettirilir. Bu tarihten sonra Şehit Miralay Mehmet Nazım Bey adıyla anılacaktır. Annesine de hidemat-ı vataniye tertibinden maaş bağlanır. 30 Temmuz 1921’de Hacı Bayram Veli Camii’ndeki kabrine askeri törenle defnedilir ,naaşı bu gün Devlet Mezarlığı’ndadır.
Şehit Miralay Mehmet Nazım Bey 1.Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Romanya ve Kafkas Cephelerinde görev yapan ,yetenekli ,astları tarafından çok sevilen ,Almanca, Fransızca ve Rusça bilen ,20 den fazla nişan ve madalya ile taltif edilmiş başarılı ,bilgili bir kurmay subaydır.
Şehit Miralay Mehmet Nazım Bey ,Devrekli Teğmen Abdülkadir’in ,iki subayın ve 30 Kuvayı Milliye askerinin Bolu sokaklarında caniler tarafından katledilmesinin günümüze kadar yansıyan utancını canilere gereken cezaları vererek gideren ve isyan günlerinde Bolu’ya huzur ve sükûnu getiren bir komutandır.
Bu kahraman Türk Subayının olan adı ve anısı, Bolu’da sadece küçük bir sokakta değil ,yeni açılacak bir caddede , belki bir kültür merkezinde veya bir okulda yaşamalı, Bolu sokaklarında hunharca katledilen Teğmen Abdülkadir bey ile Binbaşı İhsan , Binbaşı Tevfik Bey ve 30 er için şehir merkezine bir anıt dikilmelidir. Anıtta, şehitlerin adlarının kazınacağı bir kitabe yer almalı, bu kahramanların adları ve anıları yaşamalıdır.
Kaynaklar ;
1-Bolunun Kubilayı Teğmen Abdülkadir . Doç. Dr. Faruk Güçlü Medya14 10 Ekim 2016
//www.medya14.net/bolu-nun-kubilay-i-tegmen-abdulkadir-makale,510.html
2-Mudurnulular Derneği Dergisi- Mehmet Tunçol’un “Şehit Miralay Mehmet Nazım Bey Bolu’ da” isimli makalesi
3- Sakarya Türk Bitti Demeden Bitmez . Selim Erdoğan Kronik Kitap (sayfa 80-84 )
4- Milli Savunma Üniversitesi, Kara Harp Okulu, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet Fatih Baş’ın sosyal medya paylaşımları
5- Özgürlük Yolu Belgeseli 3.Bölüm https://www.youtube.com/watch?v=8_W7AYg12Gs
Güncelleme Tarihi: 27 Haziran 2021, 14:59