28 mart 1920 pazar günü, Bolu Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti kurucularından, Dertli Gazetesi sahibi Mehmet Şükrü Bey'in Karaçayır’daki konağında(*) telaşlı bir faaliyet vardır. İstanbul'dan gelecek misafirler için hazırlıklar yapılmaktadır. Kafile akşam konağa gelir, kapıda karşılanırlar ve konağının üst katına buyur edilirler. Kafilede bulunan iki nefere de konağın giriş katında cümle odasında, sedirde yer gösterilir. Odanın bir köşesinde ev sahibinin annesi , yüz yaşını aşkın Sıddıka Hanım oturmaktadır. Sıddıka Hanım otoriter bir tavırla "evlatlara iyi bakın, kahve yapın, karınlarını iyi doyurun" talimatını verir.
(Mustafa Kemal Atatürk)
İki nefer kahvelerini içerken üst katta bir telaş yaşanır . Miralay İsmet bey ve Binbaşı Saffet Bey aranmaktadır. İki neferin aranan şahıslar olduğu anlaşılır. İsmet İnönü olayı sonraları şöyle anlatacaktır." Bizi bir büyük eve götürdüler. Burada beyefendilere, yani Celaleddin Arif’e ve diğer mebus beyefendilere çok itibar edildi. Onları evin üst katına çıkardılar, ağırladılar. Bizi de, Saffet’le ikimizi, kafilenin iki asker yardımcısı olarak evin altında kahve ocağına soktular. Hiç ses çıkarmadık, gösterilen yerde oturuyoruz. Kafile yukarıda yerlerine yerleşince, bizi göremeyince beni aramaya başlamışlar. Ben biraz da azizlik olsun diye sesimi çıkarmadım. Ev sahibi muteber misafirlerinin telaşını görüp benim kim olduğumu anlayınca, koşarak geldiler, özür dilediler ve bizi yukarıya aldılar.
Sonra ev sahibi Şükrü Bey’le ben yakın arkadaş oldum"
(Göden Hüseyin Ağa)
Ankara'ya gitmekte olan kafilede, Miralay İsmet Bey, Binbaşı Saffet Bey (Arıkan ) Celaleddin Arif Bey, İsmail Fazıl Paşa(Ali Fuat Paşa’nın babası ) ,Kırşehir Mebusu Ali Rıza bey, Çerkez Ethem'in kardeşi Raşit Bey ,Üsküdar Özbek Tekkesi Şeyhi Ata Efendi bulunmaktadır. Misafirler Bolu eşrafının evlerine taksim edilir, o geceyi Bolu'da geçirirler. Ankara'ya doğru zorlu bir yolculuk onları beklemektedir.
(Gülezler Konağı)
****
28 Mart 1920 gecesini Bolu’da geçiren Miralay İsmet Bey ve beraberindekiler sabah erken saatlerde Ankara’ ya hareket ederler . Güzergah Dörtdivan- Gerede- Yabanabat (Kızılcahamam )-Ankara olması gerekirken kafilenin güvenliği düşünülmüş ,yeni güzergahın Bolu’nun Güneyindeki Seben Dağı üzerinden Kızık köyü - Kozyaka Köyü –Çarşamba (Seben ) –Nallıhan- Beypazarı-Ankara şeklinde olması kararlaştırılmıştır. . .Bolu Kuvayı Milliye örgütü, Gerede güzergahın güvenliği olmadığı, kafileye pusu kurulduğu haberini almış ve buna göre önlemini almıştır.
(Celaleddin Arif Bey)
Güzergah değişikliği çok gizli tutulmuş, Mehmet Şükrü Bey yeni güzergah üzerinde bulunan Kızık köyü Muhtarı Göden Hüseyin Ağa’ya haber göndermiş, o da yanında kendi seçtiği güvenilir,silahlı ,gözü açık on beş kişi ile birlikte bir gün önce Bolu’ya gelmiştir.
Kuvayı Milliyeciler şaşırtma için iki tane perdeleri kapatılmış fayton hazırlatırlar. Faytonlar sabah erken saatlerde içi boş olarak Gerede güzergahına gönderilir. Kuruçay Mevkiine gelindiğinde pusu kuranlar faytonların önüne keserler , kimsenin olmadığını görünce faytoncuları döverek geri gönderirler. Aynı saatlerde Göden Hüseyin Ağa kılavuzluğundaki kafile gizlice hareket etmiş, çoktan Seben dağlarına doğru yolu tutmuştur.
(Arif-Ahmet Beylerin Köy Konağı)
Kafile akşam saatlerinde Kozyaka Köyü’nde Asım –Ahmet (Özkök) beylerin evlerine varır. Miralay İsmet Bey ve beraberindekiler Kozyaka Köyünde hürmetle ağırlanır ve o geceyi güvende geçirirler. Asım beyle birlikte kafileyi Nallıhan ‘da başka bir kılavuz grubuna teslim eden Göden Hüseyin Ağa, bu hadiseyi sonraları yıllarca haklı olarak gururla anlatacaktır.
(İsmail Fazlı Paşa)
Mustafa Kemal Paşa kafilenin yolculuğunu başından sonuna kadar takip etmiş ,geçiş esnasında güvenliğin sağlanması için güzergahta yetkililerle haberleşmeyi sürdürmüştür. .
Kafile nihayet , 3 Nisan 1920’de Ankara’ya ulaşacaktır. (*)
(Kurtuluş Savaşı)
**** ****
Dip not , ilginç bir ayrıntı .
Benim de köyüm olan Kozyaka’da, kafileyi evinde ağırlayan Asım Bey’in torunu olan ve iki yıl evvel doksan yaşında vefat eden Kemal Özkök amcamız sağlığında, hatıratlarda okuduğum bu hadiseyi bizzat bana anlatmıştı. Hadisede ilk defa duyduğum ve hiç kimsenin bilmediği ayrıntı var. Kemal Özkök’ün anlattığına göre, İsmet Paşa köyden ayrılırken dedesi Asım Bey’e “sizi rahatsız edebilirler , buraya bir makineli tüfek bırakalım ,kendinizi korursunuz ” diyerek , bir makinalı tüfek, yeterli miktarda mermi bırakır. Nefer kılığında yolculuk eden , çok iyi temkinli bir kurmay olduğu bilinen Miralay İsmet Bey’in işi şansa bırakmadığı, kafilenin güvenliği için önlem aldığı , yanlarında gerekli silah ve teçhizatla yolculuk ettikleri anlaşılıyor. Makinalı tüfek, isyan dalgaları bütün bölgeyi sardığında ve sonrasında da hiç kullanılmamış ,evde bir hatıra olarak saklanmış,ta ki 12 Eylül 1980 ihtilalinde geri alınıncaya kadar. Bu tarihten önce de Seben ilçesine yeni tayin edilen her jandarma komutanı, envanterde kayıtlı olduğu için makinalı tüfeği merak eder ,görmeye gelirmiş.
(Mehmet Şükrü Bey)
(*) Gülezler Konağı
(**) Bu tarih ,bazı kaynaklarda 9 Nisan olarak geçmektedir.
(Şeyh Ata Efendi)
Kaynakça; (1) TBMM Bolu Mebusu Mehmet Şükrü Gülez (1920-1939) Serap ÜSTÜNEL GÜL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları No: 10
(2) Milli Mücadele Günlerinde Bolu Seçme Anılar (1) Mehmet Tunçkol
(3) İstiklal Savaşı’nda Mudurnu Bolu Düzce - Yazan Selim Sarıbay, Yayına Hazırlayan :Mehmet Tunçkol
(4) Prof. Dr. Utkan KOCATÜRK-İsmet İnönü ile 9 Mayıs 1973'te yapılan bir konuşma.
(Saffet Arıkan)
Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2022, 14:13