Görünen köy kılavuz istemez, bu yıl içinde ülkemizi bir seçim bekliyor. Hadi bu yıl olmadı en geç bir yıl içinde seçim var. Seçime Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı blok olarak gerebileceği benziyor. HDP ve sol partilerin de olağanüstü bir durum olmazsa cumhurbaşkanı adayı çıkarması beklenmiyor.

Tüm anketler iyi bir adayla Millet İttifakının ilk seçimde yüzde elli barajını geçeceğini gösteriyor. Hiç kuşku yok ki bu seçimler ülkemizin kader seçimleridir. Ya demokrasiye döneceğiz  ya da basit ve fakir bir Körfez ülkesi konumuna dönüşeceğiz. Yine hiç kuşku yok ki emperyalist ülkeleri ülkemizde demokrasinin olmasını asla istemeler. Fakat tarihsel birikimimiz ve halkımızın yaşadığı sıkıntılar karşısında seçmen yeniden parlamenter sisteme dönülmesini isteyecektir.   

Kamuoyunda Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu isimleri ön plana çıkartılmak istenilmektedir. Kuşkusuz son 31 Mart seçimlerinde sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir başarı göstermiş daha önce yaşanan başarısızlıkları unutturmayı başarmıştır. Ancak bu durum ülkenin kaderinin oylanacağı ilk seçimde O’na aday olma hakkı tanıdığı kanısında değilim.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP ‘nin yaşadığı çizgi değişikliği konusunda bazı adımları olumlu iken bazı adımların  son derece olumsuz olduğu kanısındayım. Ülkemizin daha önce yaşadığı “Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterme hatası”  bağışlanabilecek hatalardan değildir. Yine bazı belediye başkan adayları ve milletvekili adayı dayatmalarının nasıl olumsuz bir sonla bittiği de belleklerdedir. İstanbul Milletvekili seçilen ,Üsküdar Belediyesine aday gösterilen İhsan Özkes olayında olduğu gibi.

Özellikle ABD ve batının ülkemizde yaydığı soğuk savaş propoğandalarının olumsuz etkileri kırılabilmiş değildir. Hele CHP’ye yakıştırılan yalanların, iftiraların haddi hesabı yoktur. Çoğunluğu muhafazakar olan halkımız hala bu soğuk savaş ajitasyonlarının etkisi altındadır. O nedenle ülkenin kurucu partisine oy vermekten çekinenler olacaktır. İkinci bir olumsuz etken ise, siyasi açıdan efendi ve naif bir insan olan sayın Kılıçdaroğlu hakkında yıllardır yayılan yalan ve iftira iddialarının bir anda silinmesi mümkün değildir.

Özellikle Doğu, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi seçmeni Kılıçdaroğlu ismine uzaktır. Bu uzaklıkta sayın Kılıçdaroğlu’nun bir kusuru yoktur. Ülkeye egemen olan yalana ve talana dayalı siyasetin etkisi vardır. Oysa ülkenin yeni bir macera yaşamaya ne zamanı ne tahammülü vardır. Hele ülkemize          Ekmeleddin Vakasını yaşatmış sayın Kılıçdaroğlu’nun yeni bir vaka yaşatmaya da hakkı yoktur.  

Bu nedenle sayın Kılıçdaroğlu’nun konumunu koruması, asla aday olmaması, ismi geçen iki belediye başkanından birisini ya da Yılmaz Büyükerşen gibi genel kabul görecek o göreve layık bir değerli insanı aday yapması naçizane önerim olacaktır.