SOL PARTİ BOLU: ‘HELALLEŞMEYECEĞİZ, HESAPLAŞACAĞIZ’

SOL Parti Bolu İl Örgütü yaptığı açıklamada, Maraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından başta çadır ve gıda ürünlerinin Kızılay tarafından satılması olmak üzere, deprem sonrası yaşanılanlara dikkat çekerek “Geçtiğiniz her sokakta, her mahallede sizi hep birlikte göndereceğimiz güne kadar ‘’Hükümet İstifa’’ sesleri her yerde olacak.” ifadelerine yer verdi.

SOL PARTİ BOLU: ‘HELALLEŞMEYECEĞİZ, HESAPLAŞACAĞIZ’

Kahramanmaraş merkezli depremlerde öncesi ve sonrasıyla ortaya çıkan skandallara ilişkin tepkiler devam ederken iktidar, tepkilere karşılık polis gücünü kullanıyor. SOL Parti Bolu İl Örgütü, 6 Şubat depremlerinden sonra yaşananlara ilişkin açıklama yaparak “‘ ‘Hükümet İstifa’ sesi halkın, emekçilerin 20 yıllık karanlığınızı, tarikatı, cemaati, sermayesi, yandaşıyla Gönderelim’in sesidir.” ifadelerini kullandı.

Sol Parti Bolu İl Örgütü tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

“20 YILDIR YARATTIĞINIZ ENKAZ MEMLEKETİN ÜZERİNE KARABASAN GİBİ ÇÖKTÜ”

45089… 45089 can, yaşam, umut…

Yüz bini aşkın yaralı… Kayıp bedenler, kayıp çocuklar, toplu mezarlar.

Her can yaşanılmamış, yarıda kalmış bir hayat oldu. Kaybedilen her yaşamla bir daha asla eskisi gibi sürmeyecek milyonlarca hayat kaldı geride.

O hayatlar ve geride kalanlar sizin tek adam rejiminizin bekası için hakaret dolu sözcüklerle milyonları susturarak unutturulmak istenen yaşamlar…

20 yıldır yarattığınız enkaz memleketin üzerine karabasan gibi çöktü.

Deprem siyasetler üstüdür palavraları ile konuşuyorsunuz durmaksızın.

Yaşam hakkından daha siyasi, daha politik bir gündem olabilir mi?

Yaşadığımız bu afeti, felakete çevirenler kim?

Sorumlular, memleketi beşli, onlu çetelerin ellerine bırakan kentsel dönüşüm adı altında kentleri toplu mezarlığa dönüştürenlerdir. Sorumlular, rant için memleketi bir avuç sömürücünün ellerine teslim edenlerdir. Sorumlular, afetin ilk anından itibaren orada olması gereken tüm kamu kurumlarını kapatan, özelleştiren, tasfiye edenlerdir. Sorumlular, sağlığı özelleştirdikleri için yıkıntılardan çıkabilen insanlara tedavi olacak hastaneler bırakmayanlardır. Sorumlular, günlerce depolarındaki çadırları deprem bölgesine göndermeyip, çadırları satmakla meşgul olan Kızılay’ın yöneticilerdir.

Yaşadığımız bu felaketin baş sorumlusu, 20 yıldır bu ülkeyi bir şirket gibi yöneten, beton dökmekle, bina yapmakla övünen ve yaptığı binaların altında canlarımızı verdiğimiz tek adam rejimidir.

Israrla soruyoruz: Deprem vergileri nerede? 1999 depremlerinin ardından bir defaya mahsus olarak getirilen ancak tam yirmi üç yıldır ödenen deprem vergileri nerede?

Kayıp çocukların sessiz çığlıklarıyla yankılanıyor memleket. Depremin yaşandığı iller kimsesiz çocukların toprakları oldu. Çocukları kimsesiz bıraktınız, evlat edinilen çocuklarla evlenilebilir fetvalarınızla, o bitmek bilmeyen zulmünüzle, şimdi depremde kimsesiz bıraktığınız çocuklar baş başa. Aladağ’da, Ensar’da, Kulp’ta, Taşkent’te ve memleketin onlarca yerinde olduğu gibi çocukları bir kez daha cemaatlerin, tarikatların ellerine teslim ettiniz.

İktidarınıza, tarikatlarınıza, sermayenize, beşli çetelerinize, yandaş medyanıza cümle zulmünüze MEYDAN OKUYORUZ.

Yaşama dair ne varsa satılığa çıkardığınız, rantlarınıza rant katmak için, beşli onlu çetelerinizin banknotları için emekçilerin yaşamları boyunca emekleriyle, altın terleriyle aldıkları evleri, mezarları yaptınız. Tamamen yok ettiğiniz o sosyal devlet eğer olsaydı yaşama hakkından kasten kimse yoksun bırakılmayacaktı, doğal olmayan ölümlerle yurttaşlar sevdiklerinin bedenlerini molozlar arasında aramayacaktır. Bizim ülkemizde devletin varlığı yaşamlarımız için bir güvence değil, bir tehdidin vücut bulmuş hali. Bir sosyal devletin ne yapması gerektiğini söyleyenler, uyaranlar ‘’Günü geldiğinde tuttuğumuz defterleri açacağız’’ diye tehdit ediliyor günlerdir, hakaretler yağdırıyor.

Şunu iyi bilin ki, yarattığınız bu enkazın altından bu halk dayanışmasıyla güçlenerek kalkacak, ama sizler ve iktidarınız bu enkazın altında kalacaksınız. Sanmayın ki yarattığınız bu yıkımın hesabı sorulmayacak. Bu yıkımın, bu enkazın, tüm işlediğiniz suçların hesabını soracağız ve yargılanacaksınız.

HELALLEŞMEYECEĞİZ, HESAPLAŞACAĞIZ

Çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, binlerce canımızı kaybettik. Tuttuğunuz defterlerle mi korkutacaksınız bizi? Baskılarınızla, gözaltlarınızla mı engelleyeceksiniz deprem bölgesindeki dayanışmamızı?

Tribünlerden, sokaklardan yükselen ‘’Hükümet İstifa’’ sesini susturamayacaksınız.

O ses zulmünüze meydan okumaktır.

O ses yaşamlarımıza, haklarımıza, memleketimize sahip çıkmaktır.

O ses 20 yılın her saniyesi, her dakikası için Artık Yeter’in sesidir.

‘’Hükümet İstifa’’ sesi halkın, emekçilerin 20 yıllık karanlığınızı, tarikatı, cemaati, sermayesi, yandaşıyla Gönderelim’in sesidir.

Geçtiğiniz her sokakta, her mahallede sizi hep birlikte göndereceğimiz güne kadar ‘’Hükümet İstifa’’ sesleri her yerde olacak.

Gericiliğinizle de, talan düzeninizle de hesaplaşacağız.

Depremin ilk saatlerinden itibaren Maraş’ta, Malatya’da, İskenderun’da, Hatay’da, olabildiğimiz her yerdeyiz. Bu büyük dayanışma seferberliği için, devrimci, sosyalist partilerden dostlarımızla birlikteyiz; bu ülkenin emek örgütleriyle, meslek örgütleriyle birlikteyiz; bu seferlikte en büyük gücümüz halkımızla birlikteyiz. Ne yaparsanız yapın, deprem bölgesinde aş olmaya, umut olmaya, nefes olmaya devam edeceğiz.

Halkın güçlü kollarıyla aşılamayacak engel yoktur.

Eşitliğin, özgürlüğün, dayanışmanın ülkesini birlikte kuralım.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER