Son dönemde yaptığın bir yığın hırçınlık sonucu CHP Yüksek Disiplin Kurulu seni çok kısa bir değerlendirme sonrası partiden attı.
Hangi partide olursan ol bu tür davranışlarınla hiçbir partide barınamazsın.
Bunu bilmen gerekirdi, lakin üstüne üstüne gittin ve kovuldun.
***
Evet, değerli arkadaşlar, sevgili okurlarım uzun süredir sizlerle Medya14 'te buluşamıyoruz.
Biliyorum.
Sağlık sorunları, tatil gereksinimi vs. sebeplerle yazamadım.
Lakin olan biteni takip ettim.
Özellikle Tanju'nun hikâyesini...
Tanju Özcan öğrenci iken MHP sempatizanı olan siyasi yönelimini, eniştesinin (Yüksel Ceylan) ısrarları sonucu değiştirdi (ya da değiştirmiş gözüktü) ve DSP'li oldu.
Epey zaman sürdü DSP'liliği…
Ancak DSP dağılmaya başlamıştı.
Orada ekmek(!) yoktu.
Eniştesi ile beraber soluğu CHP'de aldılar.
CHP'deki her zaman var olmuş olan iç çekişmelerde derhal yer alarak Baykal'cı(!) olmaya karar verdi.
İl Başkanı bile oldu CHP'de.
CHP kurultayına İlker ile (hani şu bizim mantarcı ‘Derin’ İlker) giderken yolda gelen telefon, siyasi yönelimini bir kez daha değiştirmesine sebep oldu.
Telefonun ucundaki Önder Sav kurultayda Deniz Baykal'ı desteklemeyeceklerini bildiriyordu.
Derhal Baykal satışa geldi.
Tanju'nun Kılıçdaroğlu'cu’ oluşu böylelikle gerçekleşiverdi.
Bir dakikada yani.
Şans kendisine gülmeye devam ediyordu.
Bu kez Bolu Belediye Başkan adayı oldu A. Yılmaz'a karşı.
Kaybetti, ama umduğundan fazla oy almıştı.
Durmak yok yola devam…
Artık Tanju ‘level’ atlamıştı
Milletvekilliğine aday oldu.
Kazandı.
Kendisi bile inanamamıştı.
Şimdiki yandaş yalaka basın arkadaşları 3-0 manşetleri atarken ben Bolu Gündemdeki yorum haberimde sonucu 2-1 olarak açıklamıştım.
"Doğru mu abi" dedi, "İnanamıyorum"
İnan dedim inan....
Ankara biletini almıştı seçim gecesi.
En genç milletvekili olarak meclis başkanlık divanına seçildi.
Kırmızı plakayı aldı.
Bolu'da herkes gibi kendi de şaşkındı.
Şaşkınlık uzun sürmedi parlamentoda ve CHP'de dönen dolaplarda hemencecik yerini alıverdi.
Bu seferki ilahı M. İnce idi.
Diğerleri gibi Kılıçdaroğlu da satışa gelmişti.
Bu arada Bolu il örgütüne hakim olmak için önüne geleni süpürüyor, tasfiye ediyor, eşini dostunu, köylüsünü kentlisini partiye üye yapıyordu.
‘Türk işi’ siyaseti çabuk öğrenmişti.
M. İnce ile başladılar CHP içinde hizipçiliğe...
Bir yandan Ankara gecelerine akıyor, bir yandan da güç toplamaya çalışıyorlardı.
O arada 2015 Haziran ve Kasım seçimlerinde iki kez daha milletvekili seçilmeyi başardı.
Artık ‘kurt’ politikacıydı.
Başladılar iki yaren (İnce ile Tanju) kurultayı toplamak için imza toplamaya. Ankara'da bir ofis tuttular. İmza kampanyası da başarılı idi.
Ancak direkten döndüler.
Bu arada Tanju istediğini gerçekleştirmiş, TV'lerde boy göstermeye ve çok sevdiği ‘şov'a başlamıştı.
Boru mu bu?
Dünkü çocuk M. İnce'nin sözcüsü olmuş, bir ulusal kanaldan diğerine koşuyordu.
Kılıçdaroğlu, M. İnce CB adayı olduğunda M. İnce'yi kıramamış; Tanju'nun bir kez daha milletvekili seçilmesine onay vermişti.
Evet, Tanju gene seçilmişti.
Kim tutardı seni Tanju.
M. İnce CB seçilemedi.
İnce'nin seçilemediği geceyi Ankara Sheraton Otel’de beraber geçirdiler.
(CHP son delege seçimleri kırmızı liste adayı Ç. Uç şahittir o geceye.)
Bu arada Tanju'nun keyifsiz halleri gözden kaçmıyordu.
Anladı ki İnce'den de bir cacık olmayacak.
Ani bir kararla Bolu Belediye Başkanı adayı olmayı kafaya koydu.
İnce karşıydı aday olmasına, parlamentoda kalsın "sözcüsü" olmaya devam etsin istiyordu.
İkna edemedi Tanju'yu .
Ama Tanju ikna etti Kılıçdaroğlu'nu .
Aday oldu.
HDP'den sola birçok kesimin oyunu olarak kazandı. Bu seferde becermişti.
Becerikli(!) bir siyasetçi idi doğrusu.
Üstelik de yanında pek kimse yoktu.
Ramis, Ç. Uç, Karagöz, Zıp Zıp Mantarcı, Derin İlker, Bolu'da kendilerine basın denen paraya aç yalakalar vs. vs.
Başladı Bolu'yu yönetmeye.
İddialıydı, vaatler büyük.
Ama olmadı.
Hiç olmadı.
Yanlış istihdam politikası, yani ne kadar yandaş yalaka varsa belediyeye doldurdu.
Bir yığın değerli arsayı sattı.
Belediye meclis toplantılarını şov alanına çevirdi.
Mantarcılık yaptı, inanıyor musunuz! Mantarcılık!
İnşaat, heykelcilik, animasyon, camii...
Işık Işık Işık...
Kopuş başlamıştı.
Bu kez şaşırma sırası Bolu halkına gelmişti.
Bu mu idi 4 kez milletvekili seçilen Tanju...
Tam bu esnada Tanju yeni bir keşifte(!) bulundu.
Sığınmacılar.
Tüm Türkiye ve Bolu, bu akın akın gelen sığınmacılardan yılmıştı.
Ve sanki Tanju, bu sığınmacıları ülkelerine gönderecek güç idi.
Bu keşfe kendisi de şaşmıştı.
Aman(!) ne güzel bir keşifti bu.
Başladı sığınmacılara yüklenmeye.
Her gün yeni bir icat da bulundu.
Artık bir ‘sosyal medya fenomeni’ idi.
700 bini aşmıştır Twitter takipçileri.
Ulusal kanalların biri geliyor biri gidiyordu Bolu'ya.
Şov şov şov.
Bir avuç sağduyulunun haricinde herkes kapılmıştı bu akıma.
Bu sosyal medya fenomenliği Tanju'yu başka bir mecraya itmeye başlamıştı.
Ufak ufak Kılıçdaroğlu’na da kafa gösterme zamanı gelmişti.
Rüzgar arkasındaydı yani...
“CB adayı olacam” diye tutturmaya başladı.
Gerekirse 100 bin imza toplarım falan...
Emziği elinden alınmış çocuk gibi ağlıyordu.
“Bana ne bana ne CB olacam.”
Sosyal medya arkasından yükleniyordu..
"Aslansın, kaplansın"
Baktı yemedi .
Tekrar dümeni Kılıçdaroğlu'na çevirdi.
Başka çaresi yoktu.
Bolu'da kendisini "İkinci Kemal" diye karşıladı.
Seçim bitti.
Kılıçdaroğlu kaybetmişti bir kez daha.
"Tüh" dedi, "Keşke aday olsaydım"
"Ben de kaybederdim"
"Ne olacak ki Twitter takipçilerim milyonu aşardı"
İşte böyle.
Rahat durayım demedi.
Yeni keşiflerde bulunmaya devam etti.
Keşfedileni bir kez daha keşfetti her zamanki gibi.
Kılıçdaroğlu'nu indirecekti koltuğundan.
Nasıl olsa İmamoğlu falan da var: "Destekler beni"
Sert yüklenmeye başladı Kılıçdaroğlu'na.
Sarayın bile söylemediklerini söylemeye başladı Kılıçdaroğlu'na .
Saray kıs kıs gülüyordu.
Kılıçdaroğlu ne yapsın, verdi disipline bu kez "Şutingen"
Çıktı yollara, yollara.
Düştü yollara, yollara.
Emeklilere yürüme izni vermeyen Saray, Tanju'ya yol verdi.
"Yürü be" dedi. "Kim tutar seni"
Bizim aslan parçası, arkasında Tv'ciler, geldi Ankara'ya.
Partiye sokmadılar.
Kapının önünde topladığı 300-500 kişi ile (yarısı da sivil mivil) koltuk bilmem ne attı, köpürdü.
Arkasına baka baka Bolu'ya döndüüüüü.
CHP ne yapacak, derhal partiden attı.
Bir rekora imza attı CHP, dinlemedi bile Tanju Özcan'ı.
Şimdi ne mi yapar Tanju?
Bilmem.
Ama kısa siyaset hayatını okuduğunuz Tanju gibileri uslanmaz.
Mutlaka bir şeyler bulur.
Twitter’da o kadar müşteri yapmış kaybetmek ister mi?
Son seçimlerde desteklediği bizim İsmail'in şemsiyesi altına mı girer, Muharrem Abisine mi sığınır, göçmen karşıtı parti mi kurar, Ümit Özdağ’ın güçlü(!) kollarına mı kendini atar, bilinmez.
Hiç oturup kitap okuyacak hali yok ya...